Hayatı hakkında sınırlı bilgilere sahip olduğumuz Mustafa Râkım Efendi, bugün Ordu İli῾ne bağlı Ünye İlçesi῾nde 1171/1758 yılında dünyaya geldi. Babası Mehmed Kaptan῾dır. İlköğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra, tahsilini ilerletmek maksadıyla İstanbul῾a geldi, İstanbul῾a kaç yaşında geldiği belli değildir.
İstanbul῾da ağabeyi İsmail Zühdî῾nin himayesinde ilmî tahsiline başladı. Ayrıca sanata, bilhassa hüsn-i hatt῾a karşı merak ve kabiliyeti sebebiyle önce ağabeyi İsmail Zühdî῾den sülüs ve nesih yazılarını meşk ederek icazetini l l 83/1769῾da on iki yaşında aldı. İcazet aldığında kendisine "Râkım" mahlâsı verildi. III. Derviş Ali῾den de yazı meşk etti. Bu arada ilmî tahsilini de tamamlayarak, İlmiye İcazetnamesini aldı. Mustafa Râkım, hafız ve müderrislik unvanlarını imzalarında kullanmıştır.
Ayrıca resme karşı alâkalı ve başarılı bir ressamdı. Yaptığı resim, Reisü῾l-Küttâb Râtip Efendi vasıtasıyla III. Selim῾e takdim edildiğinde resim çok beğenildi ve padişahın resmini yapması emredildi. Resmi yapıp padişaha takdim ettiğinde, H. 1203 tarihinde müderrislik payesi verildi. Yine bu vesile ile Hattat Râkım Efendi῾ye sikke ressamlığı ve tuğrakeşlik görevi verildi. Devrin ileri gelenleri ile olan münasebeti dolayısıyla, onların çocuklarına yazı dersleri verdi. Hattat Râkım῾ın Sultan II. Mahmud῾a yakınlığı ve ona hat dersleri vermesi, padişah olmasından sonradır.
Râkım Efendi, Râtib Efendi῾ye intisabı ile devlet ileri gelenleriyle münasebet kurdu. Yazıcı Mehmed Münîf Efendi ve Reisü῾l-Küttâb Reşîd Efendi, münasebet kurduğu kişilerdendir. Yazıcı Mehmed Münîf Efendi vasıtasıyla Padişah III. Selim ile tanışır. İlk resmî görevini de bu vesile ile otuz yaşında müderris olarak alır. Bu arada kendisine Sikke-i Hümâyûn ressamlığı ve tuğra tanzimi görevi verilir. 1224/1809῾da İzmir mevleviyeti, 1229/1814῾te Edirne pâyesi, 1231/1816῾da Mekke pâyesi, 1233/1818῾de İstanbul pâyesi, 1235/1820῾de Anadolu pâyesi ve nihayet 1238/1822῾de Anadolu sadâretine tayin olunur, 4 Rebîulevvel 1239/8 Aralık 1823 Pazartesi gününe kadar bu görevde kalır.
Kendisi Saray῾a intisabı dolayısıyla çok rahat bir hayat geçirmiştir. Özellikle Sultan II. Mahmud devrinde epey rağbet gören Râkım Efendi, devamlı Saray῾a davet edilir, Padişah kendisi ile yazı meşk ederdi. Saray῾dan ayrılırken de kendisine, bohçalar içinde kumaşlar ve altınlar ihsan olunurdu.
Sultan II. Mahmud, Râkım Efendi῾yi bir saraylısı, Emine Hanım ile evlendirmiş, fakat çocukları olmamıştır. Hayatının sonlarına doğru felç geçiren Mustafa Râkım Efendi, 15 Şa῾ban 1241 (25 Mart l826) Cumartesi günü vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine Fatih - Karagümrük῾te Atikali Paşa Câmîi῾nin yanındaki arsaya defnedilmiştir. Sonradan mezarının üzerine hanımı tarafından bir türbe ve yanına da medrese inşa olunmuştur.
Bir kadirşinaslık olarak günümüzde Fatih Karagümrük῾te türbesinin bulunduğu mahalle yakın bir yerdeki ilköğretim okuluna "Hattat Râkım İlköğretim Okulu" ve türbesinin bulunduğu sokağa "Hattat Râkım Sokağı" adı verilmiştir.
Kaynak: Hattat Mustafa Râkım Efendi Hayatı, San῾atı ve Eserleri –
Dr. Süleyman Berk, Kaynak Yayınları, İstanbul/2003,