Kalem Güzeli - Türk Hat Sanatý. www.kalemguzeli.org
Kalem Güzeli - www.kalemguzeli.org - Türk Hat Sanatı - Hattat Muhammed Fahrettin Bilgiç

Hattat Muhammed Fahrettin Bilgiç


Hattat Muhammed Fahrettin Bilgiç

Adıyaman Merkezde 10 Haziran 1928 yılında dünyaya gelen Mehmed Fahreddin Bilgiç, bir buçuk, iki yaşındayken, henüz 20 yaşında olan babası Mustafa Bey῾i kaybetmiştir. Babasına dair çok fazla bir şey hatırlamayan Fahreddîn Bey, Habib Bey ismindeki ağabeyi ile birlikte Şer῾iyye Baş Kâtipliği yapmış olan dedeleri Mehmet Sâdi Bey῾in yanında büyümüşlerdir. Henüz dört yaşındayken ailesi Kâhta῾nın Akçalı Köyüne taşınmıştır. İlkokula Kâhta῾nın Narince Nahiyesi῾nde başlamış, beşinci sınıfı Adıyaman῾da tamamlamıştır. Bu arada ortaokulu ise dışarıdan vermiştir.

Fahreddin Bey, kendisinin ifadesine göre daha ilkokul çaÄŸlarında resim sanatına oldukça fazla bir ilgi duymaktaymış. Zira gördüğü her ÅŸeyi resmini yapabilen Fahreddin Bey, daha ilkokul birinci sınıftayken beÅŸinci sınıf öğrencilerinden çok daha güzel resimler çizebilmekteymiÅŸ. Yazı yazmaya ise dört, beÅŸ yaÅŸlarında, okumasını bilmediÄŸi halde gördüğü yazıları taklit ederek baÅŸlamış.  

Onun resme ve güzel yazıya kabiliyetinin olduğunu dedesi anlamış ve torununu yönlendirmeye başlamıştır. Mehmet Sâdi Bey, diğer torunlarıyla birlikte başka çocuklara da ‴Yâ Fettâh, Yâ Allâh‴ gibi ifadeleri söyleyerek kurşun kalemle bunları yazmalarını istermiş, tabii olarak Fahreddin Bey diğerlerinden çok daha güzel yazılar yazarmış. Dedesi gençliğinde torununa yazısının güzelliğini devamlı vurgulayarak bir Kur῾ân-ı Kerîm yazmasını tenbihlemiş ise de ne var ki Fahreddin Bey, dedesinin sağlığındayken onun istemiş olduğu gibi bir Kur῾ân-ı Kerîm yazamamıştır.

İlginçtir ki Fahreddin Bey῾in hiç hocası olmamıştır. O, tamamen etrafında gördüğü ve bulabildiği yazıları taklitle kendi yazısını geliştirmiştir. Eskilerin tabiriyle tamamen hüdâ-yı nâbit bir halde hat sanatını geliştirmiş ender kimselerden birisidir. O, Hâfız Osman Kur῾ân῾ına, Mevlitlere ve Niyâzî-i Mısrî῾nin Dîvânı῾na bakarak kendi yazısını ilerletmiştir.

1948 yılında askerlik vazifesi için Ä°stanbul῾a giden Fahreddin Bey, burada iki buçuk yıl askerlik vazifesi yapmıştır. Necip Fazıl Kısakürek῾le ahbaplığı olan bir asker arkadaşı vasıtasıyla, o vakitler karalamış olduÄŸu bir ÅŸiiri, büyük ÅŸaire göstermiÅŸtir. Necip Fâzıl, Fahreddin Bey῾in bu ÅŸiirini çok beÄŸenmiÅŸ ve sadece bir yerini düzeltme ihtiyacı hissetmiÅŸtir. Ayrıca Anadolu῾nun baÄŸrından çıkan bu gencin yazmış olduÄŸu bu ÅŸiirine de hayret etmiÅŸtir. 

Fahreddin Bey, askerlik sonrasında da hat çalışmalarına devam etmiştir. Fakat bu çalışmalar daha çok kendisini geliştirmeye yönelik olup, özellikle piyasaya yönelik bir gayreti olmamıştır.

İlk memuriyet hayatına henüz yirmi üç yaşındayken imam-hatiplikle başlayan Fahreddin Bey, Adıyaman Merkez῾de çarşı Camii olarak bilinen ve Abdülğanî Nablusî Efendi῾nin gayretleriyle yaptırılan caminin içerisine cam üzerine Aşere-i Mübeşşere, Peygamber Efendimizin İsm-i Şerifleri ve Besmele gibi muhtelif yazılar yazmıştır.

Askerliği bitirip memuriyete atandıktan sonra Sabiha Hanım῾la evlenmiş olan Fahreddin Bey῾in bu evliliğinden beş kız ve dört erkek evladı olmuştur. Oğullarından Veysel Bey de babasının yolundan gitmekte ve hat sanatıyla uğraşmaktadır.

Fahreddin Bey, imamlıktan sonra Mâliye῾ye geçmiÅŸ ve 1978 yılı Nisan ayında emekli oluncaya kadar bu iÅŸte çalışmıştır. Memuriyet hayatı boyunca, iÅŸten geldikten sonra evindeki masasına geçip, hat meÅŸk etmiÅŸtir. Bu arada onun piyasaya yönelik ilk yazıları Diyarbakır῾a olmuÅŸtur. Bunun da oldukça ilginç bir hikâyesi vardır. Fahreddin Bey, 1974 yılında oÄŸlunu Diyarbakır῾da bir liseye kayıt için götürdüğünde, saati bozulmuÅŸ ve tamir ettirmek için bir saatçiye uÄŸraması gerekmiÅŸtir. Saatini tamir ettirirken dükkândaki hat levhalarını ilgiyle inceleyen Fahreddin Bey῾in bu durumu, saatçi tarafından fark edilmiÅŸtir. Saatçi Fahreddin Bey῾e hat sanatıyla ilgilenip ilgilenmediÄŸini sormuÅŸ ve ondan olumlu cevap alınca, onu bir kitapçı komÅŸusunun yanına götürmüştür. Bu ÅŸahıs Kısmet Kitabevi sahibi Mehmet Acet῾tir. Mehmet Bey, Fahreddin Bey῾den bir iki numune yazmasını istemiÅŸ, müteakiben de o gün orada Fahreddin Bey῾e dört ya da beÅŸ kitap yazımı sipariÅŸi verilmiÅŸtir. Fahreddin Bey, daha sonra da Ä°stanbul῾dan bir baÅŸka kitabevine yazılar yazacaktır. 

Fahreddin Bey, meÅŸhur Hattat Hâmid῾le 1977 yılında Ä°stanbul῾da CaÄŸaloÄŸlu῾ndaki ReÅŸid Efendi Hanı῾nın ikinci katındaki izbe bir hücrede karşılaÅŸmıştır. Hocamızın anlattıklarına göre Hattât Hâmid, orada yatıyor, oturuyor ve çalışıyormuÅŸ. Fahreddin Bey, yanında götürdüğü bazı çalışmalarını Hattat Hâmid῾e göstermiÅŸtir. Hattat Hâmid,  Fahreddin Bey῾in yazılarını incelemiÅŸtir. Bu arada Hattat Hâmid, Fahreddin Bey῾e ‴Pekâlâ, bir yazı yazın da göreyim‴ demiÅŸ ve bunun üzerine de hemen bir yazı yazmıştır. Fahreddin Bey῾in anlattıklarına göre o esnada Hattat Hâmid῾in yanında -hocamız onun kızı olduÄŸunu söylediÄŸi- bir hanım bulunmaktadır. Bu hanım, Hattat Hâmid῾e Fahreddin Bey῾in icâzeti hak edip etmediÄŸini sormuÅŸ? Hattat Hâmid de onun hak ettiÄŸini söylemiÅŸtir. Böylece Fahreddin Bey, Hâttat Hâmid῾den icâzetini almıştır. Müteakiben Fahreddin Bey, Hattat Hâmid Bey῾in öğrencisi olduÄŸunu, yazmış olduÄŸu birçok yazısında belirtecektir.

Bir hattat için en büyük bahtiyarlık, herhalde baştan sona kadar bir Kur῾ân-ı Kerîm yazabilmektir. Dedesinin tavsiyeleri yerini bulacak ve Fahreddin Bey, tevâfuklu Kur῾ân-ı Kerîm῾in yazımını, 1980 yılında Adıyaman῾da tam bir yıl içerisinde bitirecektir. Bu Kur῾ân-ı Kerîm, Sıddık Dursun isimli bir şahıs için yazılmış olup, müteakiben de 1403/1983 yılında İstanbul῾da basımı gerçekleştirilecektir.

Fahreddin Bey, müteakiben 1983 yılında Ankara῾ya taşınmıştır. Aslında daha öncesinde hemen emekli olduktan sonra Kültür Bakanlığı tarafından Ankara῾da sözleşmeli personel olarak istihdam edilmesi planlanmış, fakat ne var ki bu mümkün olmamıştır.

İlk Kur῾ân῾ını yazdıktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kendisinden Resm-i Osmânî tarzında bir Kur῾an-ı Kerîm daha yazması istenmiş, bunun üzerine Fahreddin Bey, bu Kur῾ân-ı da tam yedi ayda yazıp bitirmiştir. Kurum tarafından 1405/1985 yılında bastırılmış olan bu Kur῾ân-ı Kerim, halen Diyânet İşleri Başkanlığı῾nda mahfuzdur.

İyi derecede Arapça ve Farsça bilen Hattat Muhammed Fahreddin Bilgiç öğrencilerinin isteği üzerine Farsça, Feridüddîn Attâr῾ın Pendnâme῾sini de okutuyordu

Yazılarında Fahrî imzasını kullanan Fahreddin Bey, rik῾a, nesih, sülüs, ta῾lik gibi muhtelif yazı çeÅŸitlerinde pek çok yazı kaleme almış olup, yukarıda zikrettiÄŸimiz gibi biri tevâfuklu olmak üzere iki Kur῾ân-ı Kerîm῾inin dışında, Evrâd-ı Fethiyye, (Ankara 2006 ve 2008) gibi dua mecmuaları, Elif Be Cüzü, ilmihal kitapları, hilyeler, muhtelif sülüs levhalar, kitap kapakları ile Özelif Sitesi Camii ve bazı camilerin hatlarını ve de muhtelif mezar taÅŸlarının yazılarını yazmıştır. Ayrıca tespit edebildiÄŸimiz kadarıyla Fahreddin Bey῾in bir yazısı, I. Devlet Türk Süsleme Sanatları Sergisi῾nde sergilenmiÅŸ ve bu sergiye katılan eserler Kültür Bakanlığı῾nca müteakiben bastırılmıştır.  

Yıllarca öğrencilerine örnek bir ahlâk, gayret ve muhabbetle ders veren Hattat Muhammed Fahreddin Bilgiç, çok sevdiği hüsn-i hat dalında yetiştirip icâzet verdiği talebelerini bırakarak, 12 Aralık 2013 tarihinde Hakk῾a yürümüş ve naaşı memleketi olan Adıyaman῾da toprağa verilmiştir.

Dr. Necmi Atik

Sanatçının web sitemizde yer alan eserlerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.

TamamıTamamı

Hattat Muhammed Fahrettin Bilgiç menüsüne ait diger içerikler...

1. İki Mushaf Yazmış Kur῾an Dostu: Hattat Fahrettin Bilgiç ile Söyleşi

 


Site Hakkında

ARAMAARAMA
Hat Eserleri Galerisi


Hat Eserleri Galerisinden...

Levha - Beyit - Eseri büyük olarak görmek için tıklayınız

 
 

Sayfa başına dön Bu sitede yer alan eserlerin tüm hakları sahiplerine aittir. Sahiplerinden izinsiz kopyalanamaz,
çoğaltılamaz ve başka mecralarda yayınlanamaz. Tüm hakları Yayın sponsoru: OrtaklarWeb tasarım: Korelasyonsaklıdır.

Kalem Güzeli - www.kalemguzeli.org 2008 - 2019